Şiddetin Gölgesinde Ticaret!
İngiltere’de Türk ve Kürt göçmenlerin ait işyerlerine yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Bristol’da bir döner fabrikasını basan silahlı saldırganlar 30 Türk vatandaşı Şener Mansız’ı öldürdüler. Polis olay yerinden kaçan saldırganları bulmak için düzenlediği operasyonlardan henüz bir sonuç alamadı.
İngiltere’nin günyebatısında bulunan Bristol kentinde faaliyet gösteren hazır döner ve kebap üretimi yapan M&M Catering firmasına geçtiğimiz Perşembe günü saat 18.40 sıralarında baskın düzenleyen silahlı saldırganlar dağıtım şoförlerinin getirdikleri paraları teslim alan firma muhasebecisi Şener Mansız’a saldırdı. Paraları vermek istemeyen Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi doğumlu 30 yaşındaki Şener Mansız’ı olay yerinde öldüren saldırganlar kaçtılar.
İşyerlerine yönelik şiddet artıyor
Bristol’da yaşanan cinayet akıllara Türkiyeli göçmenlerin sahip olduğu işyerlerine son aylarda gerçekleştirilen şiddet olaylarını getirdi. 22 Mart Pazar akşamı yaşanan ve sadece Türkiyeli göçmenleri değil bütün Londralıları sarsmıştı. 50 yaşındaki Ahmet Paytak ve oğlu 21 yaşındaki Hüseyin, İslington bölgesinde işlettikleri markette silahlı saldırıya uğramışlardı. Saldırı sırasında dükkan dışında sigara içen Ahmet Paytak olay yerinde can verirken içeriye yönelen saldırganlar oğlu Hüseyin’i de ağır yaralamışlardı.
Londralıların günlerce konuştuğu olayın failleri hala yakalanamadı. Londra polisi cinayete aydınlatacak kişilere para ödülü vaadederek sonuca ulaşmayı hedeflerken başta başkent Londra olmak üzere İngiltere’nin her yerine yayılmış market ve restoranlarda çalışan Türkiyeli göçmenler oldukça kaygılı.
Londra’nın her bölgesine dağılan Türkiyeli marketler
İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşayan Türkiyeli göçmenlerin en çok çalıştıkları alan gıda sektörü. Binlerce göçmenimiz, başta restoran, take-away ve marketler olmak üzere bu alanda faaliyet gösteren işletmelerde çalışıyor. Girişimcilerimizin döner ve kebap işletmelerinden sonra en çok faaliyet gösterdikleri alan küçük ve orta ölçekli marketler.
Ancak bu tür işletmeler giderek, kazanç kapısı olmalarının yanısıra 7 milyon nüfuslu Londra’nın oranları giderek yükselen suç trafiğininin de en önemli hedeflerinden birisi olmaya başladı.
Sarhoşlardan baltalı soygunculara
Özellikle sarhoş müşterilerin market ve restoranlarda neden oldukları olaylar çok sayıda Türk işletmesi için artık sıradan bir olay halini almış bulunuyor. Hemen her gün bir işletmede küçük çaplı hırsızlık girişimleri ve şiddet olayları ile karşılaşılırken, son aylarda yaşanan olaylar işletme sahipleri ve çalışanlarını tedirgin etmeye başladı. Şimdi aktaracağımız iki olay, saldırıları ulaştığı boyutu çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.
Tottenham bölgesinde bulunan Cyprofood isimli sebze-meyve deposu Temmuz ayında, benzerine filmlerde rastlanabilecek bir mizansenle soyuldu. 24 saat açık olan depoyu sabaha karşı basan maskeli ve silahlı saldırganlar, işletmede neredeyse yarısm saat terör estirmiş, içerde bulunanları etkisiz hale getirdikten sonra çaldıkları paralarla kaçmışlardı.
İngiltere’nin yanısıra Türkiye’de de geniş yankı bulan olayın güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri uzun süre hafızalarda kalmıştı.
Olayın en ilginç taraflarından birisi ise aynı işyerinin tam bir yıl önce, yine aynı biçimde gerçekleştirilen bir soyguna sahne olmasıydı. Baltalı ve silahlı görüntüleri ile korku yaratan saldırganların hiçbirisi bugüne kadar yakalanamadı.
Özellikle 24 saat açık işletmelerin çoğu, bu türlü olmasa da çeşitli saldırıların hedefi oluyor.Yine Temmuz ayında Hornsey bölgesinde bulunan bir döner dükkanına 50-60 santimlik bir pala ile saldıran birisi, işyerinde çalışan Ali Gökdoğan ve oğluna saldırarak yaralanmalarına yol açıyor. Söz konusu saldırının kaygı veren tarafı da olayın öğle saatlerinde gerçekleşmesi oluyor.
İngilizilerin alkol sorunu ve sarhoş yemeği döner
Aslında Türklere ait işyerlerinin uğradığı saldırılar Britanya genelinde giderek artan kriminal olayların bir yansıması. İçişleri bakanlığının verilerine göre, özellikle ekonomik krizin başlamasından sonra hırsızlık ve şiddet olaylarının sayısında ciddi artışlar yaşanmış.
İngiltere genelinde kriminal olaylardaki artışların en önemli nedenlerinden birisi alkol kullanımı ve ülke son yıllarda ciddi bir alkol problemi ile karşı karşıya. Özellikle hafta sonları kentlerin ana caddelerinde rastlanan sarhoş İngilizlere ilişkin görüntüler, İngiliz toplumu için giderek daha kaygı verici bir hal alıyor. Bu konuda yayınlanan istatistiklerde manzarayı bütün netliği ile ortaya koyuyor. Verilere göre her yıl 30 bin dolayında insan alkolden kaynaklı rahatsızlıklardan dolayı yaşamını yitirirken, alkol tüketimi gençler ve çocuklar arasında giderek yaygınlaşıyor.
Örneğin Sağlık bakanlığının istatistikleri, geçen yıl 16 yaşın altında 5000’den fazla kız çocuğu alkolden kaynaklı şikayetlerle hastanalere başvurduğunu belirliyor. Daha kaygı verici olan ise şiddete bağlı suçların neredeyse yarısının alkollü kişilerce işlenmesi. Özellikle hafta sonları acil servis ve güvenlik güçlerinin büyük bir bölümü alkol sınırını aşmış içicilerle ilgilenmek zorunda kalıyor. Hafta sonları yoğunlaşan olaylar en çok bar – club çıkışları meydana geliyor. Bu tür alkolden kaynaklı anti-sosyal davranışların hedeflerinden birisi de, geç saatlere kadar hizmet veren döner-kebab işletmeleri oluyor.
Dönerciler için hem kazanç hem çile
İngiltere’de faaliyet gösteren döner işletmelerinin tamamına yakını geceyarısından sonra da açık tutuluyor. ‘Outdoor food’ olarak nitelendirilen döner, artık toplumun büyük bir kesimi tarafından ‘sarhoş yemeği’ olarak kabul görüyor. Çeşitli araştırmalara göre döner gece bar-publardan çıkan alkollü İngilizlerin yemek tercihlerinde ilk sırayı alıyor. Gündüz saatlerinden sabahın erken saatlerine kadar açık tutulan döner dükkanlarının müşterileri de, doğal olarak, gece eğlencesinden sonra karnını doyurmak isteyen alkollü insanlar oluyor. Bu durumun en önemli sonuçlarından birisi, her geçen gün daha fazla sayıda döner işletmesinin suç olaylarının hedefi olması.
Gece geç saatlere kadar açık olan işletmelerin müşterilerinin pek çoğu, doğal olarak alkollü kişilerden oluşuyor. Döner işletmelerinde çalışanlardan fiziki veya sözlü saldırıya maruz kalmayan insan sayısı yok denecek kadar az. Son zamanlarda bu tür olaylardan dolayı mahkemelik olan, işyeri kapanan ve çalışma lisansları iptal edilen işletmelerin sayısında da ciddi bir artış gözleniyor. Gıda sektöründe faaliyet gösteren NARTS ( Restoran, Take-away ve Süpermarket işletmecileri Birliği) bu yönde olayları yakından takip eden kurumların başında geliyor.
Birliğin başkanı Mahir Kılıç İngiltere’nin her bölgesine yayılan işletmelerin her geçen gün daha fazla güvenlik sorunu yaşadığına dikkat çekiyor.
Birliğin başkanı Mahir Kılıç İngiltere’nin her bölgesine yayılan işletmelerin her geçen gün daha fazla güvenlik sorunu yaşadığına dikkat çekiyor. Bu tür saldırıların zaman zaman ırkçı nitelik taşıdığına da dikkat çeken Kılıç, söz konusu işletmelerin en önemli handikaplarından birisinin de dil bariyeri ve eğitimli personel bulunmaması olduğunu vurguluyor. Çalışan veya işletme sahiplerinin sözlü saldırılarla başlayan olaylarda, müşterilerle yeterli diyalog kuramadıklarını anlatan NARTS Başkanı, sektörde çalışanların müşteri ilişkileri konusunda eğitim almaları gerektiğinin altını çiziyor. Kılıç’a göre bu tür olaylar sadece dönercilerde ve gece çalışan işletmelerde yaşanmıyor. Ancak Mc Donalds, KFC gibi yoğun müşteri çeken işyerlerinin çoğunda eğitimli personel ve yöneticiler bulundurulmasına özen gösteriliyor. Döner işletmeleri ve marketlerde de müşteri ilişkileri konusunda eğitimli personelle olayların sayısında ciddi bir düşüş yakalanabilir. NARTS olarak bu handikapın farkında olduklarını ve bu yönde eğitim programları düzenlediklerini kaydeden Mahir Kılıç, işletme sahiplerinin personel eğitimine gereken önemi vermeleri çağrısında bulunuyor.
Londra’nın doğusunda bulunan bir döner büfesinde yaşanan bir olay bu durumu doğrular nitelikte. Gece geç saatlere kadar içtiği discoda sevgilisi tarafından terkedilen bir İngiliz, çıkışta Anatolia isimli bir döner işletmesine gidiyor. Yüksek sesle küfür eden genç İngiliz, uyarılara rağmen küfür etmeyi sürdürünce işletme çalışanları tarafından dövülür. Sonuçta, polisin görgü tanıklarına dayanarak belirlediğine göre terk edildiği kız arkadaşına küfür eden İngilizin kulak zarı patlar; kendilerine küfür edildiğini sanan işletme çalışanlarının birisi ise cezaevini boylar.
İngiltere’nin en büyük ticaret örgütlerinden Küçük İşletmeler Birliği FSB (The Federation of Small Businesses) tarafından yayınlanan bir rapora göre ülkedeki işletmelerin yüzde 64’ü en az bir kere suç olaylarının mağduru olmuş. İşlenen suçların önemli bir bölümünü işyerlerine yönelik zarar verici olaylar oluştururken hırsızlık en çok maruz kalınan ikinci suç olarak belirlenmiş. İşletmelere yönelik suçların ekonomiye maliyetinin son bir yılda 12,5 milyar sterlini bulduğunu gösteren istatistiklere göre ekonomik krizden sonra bu tür olaylarda artış yaşandığı kaydediliyor.
Öte yandan İngiliz Ticaret Odası’nın ( The British Chambers of Commerce) hazırladığı bir raporda da işyerlerinin giderek daha fazla biçimde suç olaylarının hedefi olduğu vurgulanıyor. İşyerlerine yönelik suç olaylarının 2004 yılından 2008 yılına kadar olan sürede yüzde 20 oranında artış gösterdiğine dikkat çekilen raporda Home Office’e göre suç olaylarının Britanya ekonomisine yılda 60 milyar sterline mal olduğu yönündeki tespitine de yer veriliyor. Raporda yer alan bulgular işyerlerinin en çok vandalizm olarak nitelendirilen zarar verici eylemlerden mağdur olduğu belirtiliyor. Araç zararları, hırsızlık ve tehdit amaçlı saldırılar diğer sıklıkla görülen suç olaylarının başında geliyor.
Raporda öne çikan ilginç bilgilerden birisi de işyerlerinde gerçekleşen hırsızlık olaylarına ilişkin veriler; 2007-08 yılları arasındaki 12 aylık dönemde polis kayıtlarına geçen hırsızlık olaylarının sayısı 290,625.